Kalıplardan Sıyrılacağımız Yeni Bir Dönem Başlıyor…

21 Aralıkta tam ne olacağı şu an en merak edilen konudur herhalde. Çok fazla spekülasyon yapıldı üzerinde ancak bugün ile ilgili kabul edilen tek gerçek, sıradan bir gün olmadığı. Ve çoğunluğun inandığı senaryo ise, esas olarak enerji ve bilinç seviyesinde bazı dönüşümlerin yaşanacağı ve bir bitişe çok yaklaştığımız şeklinde...
Yıllardır olan gökyüzü olayları bir dönüşüme zemin hazırladılar aslında ama biz yine de bugün gökyüzünde neler var ve “ne ile birlikte” 21 Aralık 2012 ye merhaba diyoruz ona bir bakalım.
Gökyüzündeki açılar ve hiyerarşik olarak üstün gezegenlerin tamamı etkin konumdalar.  Satürn, gerçekleri ortaya çıkarma, risk alarak öğrenmeye teşvik eden akrep burcunda. Plüton ve Mars güç ve otorite etkisi taşıyan Oğlak burcundalar ve Satürn ile birbirlerini destekleyen konumdalar. Neptün sınırlardan kurtulma, evrenle bir bütün olma enerjisi taşıdığı Balık burcunda. Uranüs ise değişimi hızlıca ve etkili bir biçimde gerçekleştirebileceği Koç burcunda.

Aynı zamanda 9 Aralıktan bu yana kendini hissettiren ve 27 Aralık’ta kesinleşecek olan Satürn-Plüton üçgen açısı mevcut gökyüzünde. Bu, içimizdeki gücü keşfedici nitelikte ama iyi sonuçlar doğuran bir açı. Güç ve kararlılığı ortaya çıkaran yani yaşadıklarımızla büyümeyi yaratan bir fırsat. Hem sınırlarımızı hem de derinliklerimizi bir arada keşfetme fırsatı.

“Bu olay olmasa bu kadar sağlam olduğumu ve bu özel güçlerimi keşfetme şansım olamayacaktı” dedirten cinsten bir açı. Şartlar bizim dimdik durmamızı ve olacak olana göğüs germemizi gerektirecek.
Eğer güne bu açıdan bakarsak, yaşanacak dönüşümlerin biz hemen fark edemesek bile zorlayıcı olacağı belli. Ani bir sarsıntı misali.  Yoğun bir bilgi akışından bahsedebiliriz gece saatlerinde. Olayın startının bu saatler olabileceğini bana düşündüren şey; Satürn, Plüton ve Jüpiter’in 8 derecede dizilimleri ve gökyüzünün tetikçisi olan Ay’ın da 8 dereceden olayı başlatabileceği detayıdır.

Bilgi, ayırt edilmeden, süzgeçten geçirilmeden hızlıca ve yoğun bir biçimde akacak. Ayırt etmek de bilgiyi alana kalacak... Gün içinde herşey çok hızlı ilerleyecek. Düşünmeden ve tartmadan alınan riskler fark edilecek. Kendi şansımızı kendimiz yaratacağımız bir gün. Eğer bugün bahsedilen, öngörülen şeyler yaşanacak olursa herkes kendi kaderini kendisi belirleyecek. Bugün değilse bile bugüne kadar biriktirdikleri ve yaşanmışlıklarıyla.
Enerji seviyesinde bazı olaylar olacak ve biz buna engel olamayacağız belki ama sonuçta o olaylardan payımıza düşeni de biz seçeceğiz. İyi ya da kötü, güzel ya da çirkin... Sonuçta da çaresizliği kendine layık gören ve gücünü eline alamayanlar bu sınavdan öyle kolayına geçemeyecekler.

Günün başlangıcı gerçekten etkileyici… Ruhsal temalara ve kadersel yanımıza çok dokunan bir gün gibi görünüyor. Gerçek duygularımızla ve asıl olan ruhumuzla temas etmek adına her şey olacak gün boyunca.
Sabah saatlerinden itibaren cumartesi günü kesinleşecek olan Güneş-Neptün Altmışlık açısı etkisini göstermeye başlayacak. Bu açı etkisiyle, yeteneklerimizi dünyevi kaygılardan arınmış bir şekilde ortaya koyma eğiliminde olacağız. Önümüzdeki günlerde biraz daha artacak şekilde özel yeteneklerimizi hatırlama şansı da elde edeceğiz.

Yaratıcı ve bilen tarafımız, duran, üretmeyen ve unutan tarafımıza baskin gelecek...
Bilinçli benliğimizin sınırlarını eriten, bilinçsiz benliğimizin yayılıp genişlemesini sağlayan bir enerji bu.

Bu açı etkisiyle aynı zamanda yardımlaşma ve kendimizden feda edecek kadar diğer insanlara fayda sağlama ihtiyacı da baş gösterecek. Kendine dönme, sessizce özünü dinleme ve ruhsal konularla kaynaşma, bilinenlerin ardındaki olayları açığa çıkarma, illüzyonlar yaratma için çok etkin bir açı etkisini yavaş yavaş göstermeye başlayacak.

Saat 13:11’de Güneş Oğlak burcuna geçiş yapacak. Olanın bitenin ciddiye alınmaya başlaması ile birlikte ayağımızı yere bastıran, fark edip karar aldıran adeta toparlayıcı bir güç bu. Oğlak burcu daha çok metayı egosal arzuları ve başarı hırsını simgeliyor. Yani son düzlükten önce son bir atak yapma arzusunu… Bu noktada birlik duygusunun artık azalmaya başladığını ve herkesin ayrı bir birey olarak değerlendirildiğini söyleyebiliriz. Verimlilik ve işe yararlık beklentisi olacak. Tam bir eleme zamanı. “Beni ve evreni daha iyiye götürecek olan şey nedir?”sorusunun cevabı aranacak… Enerji boyutunda olacak olan da bu olacak aslında… Gerçekten iyiliğin üstün geleceği, kötülüğün elenerek yok olmaya mahkum olacağı bir etki. Bugün itibariyle bilinç ve ruh seviyesinde olacak olan değişimin, evrende var olan ve fayda sağlamayan şeylerden kurtulmaya yol açacağını yorumlayabiliriz...
21 Aralık 2012 sonrası girilecek yeni dönem çok da kolay olmayacak gibi görünüyor. Değişimlerin “sancılı” olduğuna ait inancımız da bunu destekliyor zaten. Bu yeni dönem ile birlikte yaşanacaklar, dünya üzerindeki yaşamın kalıplarından sıyrılıp bambaşka bir boyut kazanabileceğini düşündürtüyor. Yani artık insanlığın yararına bir şeyler yapılması gerekliliği ve aksi eğilimlerin yaşamla bağdaşmaması, bilmediğimizi bilmeye başlama ve bunun için daha çok fırsat bulabilme, farkındalıkların artacağı bir evren oluşması sürecine adım atıyoruz. Açıkçası ben oldukça heyecanlıyım bugüne şahit olacak olmaktan dolayı.

Bu günü ve geceyi mümkün olduğunca birlik bilincini ve herkesin iyiliğini yaratmaya çabalayarak geçirmenizi tavsiye ederim. İnancınız her ne ise o doğrultuda, ister meditasyonlarla, ister dualarla ya da sadece iyi düşüncelere odaklanarak, kalbinizden geçen iyilikleri ve sevginizi akıtabilirsiniz insanlığa. Günahıyla, sevabıyla, iyisiyle, kötüsüyle, sevgisiyle, bilinciyle bu özel güne hazır olmanızı gönülden dilerim. Zira bu bir bütünlük hali ise, bir tek kişinin bile buna iştirak etmemesi bir şeylerin eksik kalması anlamına gelebilir…


Gönlünüzdeki güzellikler sizinle olsun…
Hayrınıza olana da gönlünüz razı olsun…


Samiye Özbaş Soysal
 
20.12.2012

Yorumlar

Popüler Yayınlar